Türkiye'de Deprem ve Betona Gömülen Paralar
24.01.2020 tarihinde Elazığ'da meydana gelen 6.7 büyüklüğündeki depremde yine bilindik manzaralar karşılaştık. Yıkılan binalarda vatandaşlarımızı kaybettik.
Japonya bizden kat be kat daha aktif fayların olduğu bir ülke olmasına rağmen bilimi kullanarak depremde binaların yıkılmamasını başardılar. Biz hala eski yöntemlerle bina yapmaya devam ediyoruz. Yapanlar varsada çok az sayıda firma sanırım bir elin parmaklarını geçmez. Ülkemizde mütait sayısı 350 bin civarında, sanırım bu rakam bile olayın vahametini göstermektedir. Çünkü bunların hepsi incelense gerekli şartları sağlamadığı ortaya çıkar. Ama bizde paran varsa, birde bir iş çok kazandırıyorsa o işe girmeye çalışıyorlar ve böyle oluncada çarpık bir düzen çıkıyor ortaya.
Diğer bir konu inşaatların denetlenmesi olayı, yanlış hatırlamıyorsam Almanya'da denetçiler bir inşaatı başlangıçtan sona kadar hergün gelerek standartlara uygun yapılıp yapılmadığını denetliyorlar. Bizde olanı ise siz zaten biliyorsunuz. Sanırım bunu çözmenin en iyi yolu denetim olayını araba muayenesinde olduğu gibi özerk bir kuruluşa verip denetim olayının gerçekleştirilmesi. Bina sahiplerinin belirlenecek bir yılda (5 yılda bir olabilir.) binaları için depreme dayanıklıdır belgesini almalarıdır. Bu denetimler sonucunda eğer depreme dayanıksız olduğu tespit edilen binalar varsa, bu binaları yapan firmalara çok ağır cezalar verilip, inşaat yapma hakları süresiz olarak iptal edilmelidir.
Diğer bir konu millet olarak enbüyük yatırım aracımız ev. Bir tane oturacak evi aldıktan sonra ikinciyi, üçüncüyü almaya çalışıyoruz ve bunların kira ve değer artışlarından para kazanmaya çalışıyoruz. Betona para bağlamayı çok seviyoruz yapılacak onca farklı yatırım varken 300 bin, 400 bin, 800 bin vb. parayı eve bağlıyoruz. Birde bunu kredi ile aldığımızı düşünürsek yıllarca bunu ödemek için uğraşıyoruz. Bunu bilen firmalarda daha çok ev, daha çok para mantığı ile gözleri dönüp yaptıkça yapıyorlar. Yaparkende nereden çalarımda daha az maliyetle yaparım diye bakıyorlar.
Artık sanırım eve para yatırmayı bırakıp o paraları çocuklarınızın daha iyi bir eğitim almasına harcamalısınız, emin olun daha çok kazanacaksınız ve daha da önemlisi ülkemiz kazanacak. 300 bin TL para ile çocuklarınıza çok iyi bir eğitim sunabilirsiniz. Eğer millet olarak bunu yapabilirsek işte o zaman bilgi toplumu oluruz. 350 bini bulan mütait sayısıda hızla azalır.
Ev alırken millet olarak sorduğumuz sorular: Güney cepheli mi, mutfak geniş mi, salon kaç metrekare, asansör var mı asansör, Ebebeyin banyosu var mı? v.b ama kimse bu bina kaç şiddetindeki depreme dayanıklı olarak yapıldı, ne tür demir kullanıldı, temel olarak hangi tür temel kullanıldı diye sormuyor. Hadi millet bunları yapmıyor bari belediyeler binaların girişlerine, bina kimliklerini asmayı zorunlu hale getirin ve burayada kaç şiddetindeki depreme dayanıklı yapıldı, zemin durumu nedir, ne tür malzemeler kullanıldı, enerji verimliliği nedir v.b yazın, altınada bunu düzenleyen her kimse onun ismini cismini yazın ki yanlış bilgiye yer verirse insanlar hesap sorabilsin.
Dilim döndüğünce görüşlerimi açıkladım. Kullandığım rakamlar yaklaşık değerler birbir aynı olmayabilir. Sürçü lisan ettiysek affola. Saygılar sevgiler.
Japonya bizden kat be kat daha aktif fayların olduğu bir ülke olmasına rağmen bilimi kullanarak depremde binaların yıkılmamasını başardılar. Biz hala eski yöntemlerle bina yapmaya devam ediyoruz. Yapanlar varsada çok az sayıda firma sanırım bir elin parmaklarını geçmez. Ülkemizde mütait sayısı 350 bin civarında, sanırım bu rakam bile olayın vahametini göstermektedir. Çünkü bunların hepsi incelense gerekli şartları sağlamadığı ortaya çıkar. Ama bizde paran varsa, birde bir iş çok kazandırıyorsa o işe girmeye çalışıyorlar ve böyle oluncada çarpık bir düzen çıkıyor ortaya.
Diğer bir konu inşaatların denetlenmesi olayı, yanlış hatırlamıyorsam Almanya'da denetçiler bir inşaatı başlangıçtan sona kadar hergün gelerek standartlara uygun yapılıp yapılmadığını denetliyorlar. Bizde olanı ise siz zaten biliyorsunuz. Sanırım bunu çözmenin en iyi yolu denetim olayını araba muayenesinde olduğu gibi özerk bir kuruluşa verip denetim olayının gerçekleştirilmesi. Bina sahiplerinin belirlenecek bir yılda (5 yılda bir olabilir.) binaları için depreme dayanıklıdır belgesini almalarıdır. Bu denetimler sonucunda eğer depreme dayanıksız olduğu tespit edilen binalar varsa, bu binaları yapan firmalara çok ağır cezalar verilip, inşaat yapma hakları süresiz olarak iptal edilmelidir.
Diğer bir konu millet olarak enbüyük yatırım aracımız ev. Bir tane oturacak evi aldıktan sonra ikinciyi, üçüncüyü almaya çalışıyoruz ve bunların kira ve değer artışlarından para kazanmaya çalışıyoruz. Betona para bağlamayı çok seviyoruz yapılacak onca farklı yatırım varken 300 bin, 400 bin, 800 bin vb. parayı eve bağlıyoruz. Birde bunu kredi ile aldığımızı düşünürsek yıllarca bunu ödemek için uğraşıyoruz. Bunu bilen firmalarda daha çok ev, daha çok para mantığı ile gözleri dönüp yaptıkça yapıyorlar. Yaparkende nereden çalarımda daha az maliyetle yaparım diye bakıyorlar.
Artık sanırım eve para yatırmayı bırakıp o paraları çocuklarınızın daha iyi bir eğitim almasına harcamalısınız, emin olun daha çok kazanacaksınız ve daha da önemlisi ülkemiz kazanacak. 300 bin TL para ile çocuklarınıza çok iyi bir eğitim sunabilirsiniz. Eğer millet olarak bunu yapabilirsek işte o zaman bilgi toplumu oluruz. 350 bini bulan mütait sayısıda hızla azalır.
Ev alırken millet olarak sorduğumuz sorular: Güney cepheli mi, mutfak geniş mi, salon kaç metrekare, asansör var mı asansör, Ebebeyin banyosu var mı? v.b ama kimse bu bina kaç şiddetindeki depreme dayanıklı olarak yapıldı, ne tür demir kullanıldı, temel olarak hangi tür temel kullanıldı diye sormuyor. Hadi millet bunları yapmıyor bari belediyeler binaların girişlerine, bina kimliklerini asmayı zorunlu hale getirin ve burayada kaç şiddetindeki depreme dayanıklı yapıldı, zemin durumu nedir, ne tür malzemeler kullanıldı, enerji verimliliği nedir v.b yazın, altınada bunu düzenleyen her kimse onun ismini cismini yazın ki yanlış bilgiye yer verirse insanlar hesap sorabilsin.
Dilim döndüğünce görüşlerimi açıkladım. Kullandığım rakamlar yaklaşık değerler birbir aynı olmayabilir. Sürçü lisan ettiysek affola. Saygılar sevgiler.
Yorumlar
Yorum Gönder